Üretim ve Tüketim üzerine
"Birileri yazar/üretir birileri okur/tüketir, çünkü zamanınız sabittir.
Şimdi gelelim Makro boyuta;
Kısıtlı bir süre içerisinde ya üreticisinizdir ya da tüketicisinizdir. Çünkü zamanınız sabittir.
Siz hangisiydiniz/hangisisiniz/hangisi olacaksınız/hangisi olmak istiyorsunuz?"
9 günlük bayram tatili bitti. Saat 12'yi yeni geçti. Dünki pipo keyfime nispet bu sefer bir sigara yaktım. Oturdum birşeyler karalamak için. (not: normalde bu yazı, girdi listemde yoktu, bir anda geliverdi listeye en tepeye oturdu) Buyrun,
Bu tatilde bomboştum ve blog'a girilecek listemde de bir sürü şey vardı. Fakat nedense girmek yerine başka şeylere zaman ayırdım ve yazamadım açıkcası. Bu bana şunu düşündürdü: halbuki bazen çok yoğun olduğum zamanlarda bile bloga girdileri mutlaka girdiğim zamanlar oluyordu. Fark neydi o zamanlarla bu zamanlar arasında? Iki farkli zaman araliginin niteliginde mi yoksa o zamanda yasayan bende mi farkliliklar mevcuttu?
Peki tatilde ne yaptım: netflix dizileri vs. youtube videolarında gezindim, (kitap da biraz kurcaladım ama onlar `yatırımsal zaman harcamaları` ve de zamansal olarak düşük yüzde de ne yazık ki) boş boş gezindim, twitter vs takıldım. Mantık şuydu, e canım o kadar çalışıyorsun ediyorsun tatile de ihtiyacın var falandı. Ee nispeten de doğru genel yaklaşım değil mi? Evet doğru fakat "katma değer" sağladım mı peki bu 9 günlük sürede?
Nedir Katma Değer dediğimiz şey, örneğin yoğunluk sonrası bir dinlenme, bir video izleme sonrası üretime pay sağlanması, bir dizi izleme sonrası şahsi gelişiminde bir şey veya eğlence/zevkli zaman geçirmiş olmak (hayata dair motivasyonu artırır değil mi eğlencenin kararındası?)
Peki 9 günlük süreyi analiz edelim, 9 gün geçti ve dönüp 9 günlük süreye baktığımdaki instagram paylaşımlarım ve 1-2 dizi bir de dinlenme zamanları harici kısımların hepsini bomboş geçen süre olarak görüyorum. Yani ben aslında 3 güne 1 girdi gireceğim blog a olarak planlasaydım bir şeyler koymuş olurdum ortaya fakat koyamadım 9 günün sonunda. Buradan nereye varmak istiyorum Mikro incelemeden Makro boyuta benzerlik teşkil ediyor konu. Kısaca mikroya bakarsak,
Hep derler ya Makro alem Mikro alemin yansımasıdır diye. Ben de çoğu zaman katılırım bu görüşe. Bu konuyu bir dost sohbetinde konuşmak da isterim hep.
9 günlük bayram tatili bitti. Saat 12'yi yeni geçti. Dünki pipo keyfime nispet bu sefer bir sigara yaktım. Oturdum birşeyler karalamak için. (not: normalde bu yazı, girdi listemde yoktu, bir anda geliverdi listeye en tepeye oturdu) Buyrun,
Bu tatilde bomboştum ve blog'a girilecek listemde de bir sürü şey vardı. Fakat nedense girmek yerine başka şeylere zaman ayırdım ve yazamadım açıkcası. Bu bana şunu düşündürdü: halbuki bazen çok yoğun olduğum zamanlarda bile bloga girdileri mutlaka girdiğim zamanlar oluyordu. Fark neydi o zamanlarla bu zamanlar arasında? Iki farkli zaman araliginin niteliginde mi yoksa o zamanda yasayan bende mi farkliliklar mevcuttu?
Peki tatilde ne yaptım: netflix dizileri vs. youtube videolarında gezindim, (kitap da biraz kurcaladım ama onlar `yatırımsal zaman harcamaları` ve de zamansal olarak düşük yüzde de ne yazık ki) boş boş gezindim, twitter vs takıldım. Mantık şuydu, e canım o kadar çalışıyorsun ediyorsun tatile de ihtiyacın var falandı. Ee nispeten de doğru genel yaklaşım değil mi? Evet doğru fakat "katma değer" sağladım mı peki bu 9 günlük sürede?
Nedir Katma Değer dediğimiz şey, örneğin yoğunluk sonrası bir dinlenme, bir video izleme sonrası üretime pay sağlanması, bir dizi izleme sonrası şahsi gelişiminde bir şey veya eğlence/zevkli zaman geçirmiş olmak (hayata dair motivasyonu artırır değil mi eğlencenin kararındası?)
Peki 9 günlük süreyi analiz edelim, 9 gün geçti ve dönüp 9 günlük süreye baktığımdaki instagram paylaşımlarım ve 1-2 dizi bir de dinlenme zamanları harici kısımların hepsini bomboş geçen süre olarak görüyorum. Yani ben aslında 3 güne 1 girdi gireceğim blog a olarak planlasaydım bir şeyler koymuş olurdum ortaya fakat koyamadım 9 günün sonunda. Buradan nereye varmak istiyorum Mikro incelemeden Makro boyuta benzerlik teşkil ediyor konu. Kısaca mikroya bakarsak,
- Yazı yazmak/üretmek yerine yazılanları/üretilenleri okumakla geçti zaman, `Tuketmek`
- Planım yoktu, zamanı planlamadım yani (3 saat dinlenme mi yeterli yoksa 5 saat mi plansız nasıl tasarlayabilirsiniz ki? İnsanın nefsine sorsan 5 değil 10 saat dinleneyim demeyecek mi?)
- Bir de yaptığım buradaki yazı işini sanıyorum çok da ciddiyete almadım. Önemli görmedim Ama halbuki bir söz var ya "50.'yi görmek istiyorsanız 1.yi yapmanız lazım diye" bunlar basit yazılar ama ilerisi için önem teşkil ediyor. Yani önem/öncelik sıralası yapmak da bir diğer etkenmiş sanıyorum değil mi? Sonuçta kısıtlı kaynak kullanıyorsunuz. Bu her kısıtlı kaynağın harcanmasında geçerli değil mi zaten.
Hep derler ya Makro alem Mikro alemin yansımasıdır diye. Ben de çoğu zaman katılırım bu görüşe. Bu konuyu bir dost sohbetinde konuşmak da isterim hep.
Şimdi gelelim Makro boyuta;
En güzel örnek herhalde Game of Thrones (GoT). GoT'u birileri oturdu vaktini yazma ile harcadı, yazarken belki okumalar yapmıştı onların birikimlerini ekledi vs. ve sonra birileri kamera ile insanları çekti ileri düzeyde bilgisayarda efektler vs. vs. vakit harcadılar. Sınırlı kaynakları olan zamanlarıni öyle harcadılar. Bu insanları bu GoT üretmek yerine düşünün erkekler KAHVEHANELERDE oturup okey oynayabilirdi, kadınlar EVLERDE oturup gün düzenleyebilirdi aynı zamanlarda.
ZAMAN aynı ZAMAN çünkü.
İnsanlarda kalifikasyonları saymazsak (ki o da zamansal birikimlerden gelen bir şey atla deve değil, bir insanı alır 3-4 yıl eğitirsen ulaşabilirsin) aynı İNSAN. beyin aynı beyin!
Peki sonuç olarak NOLDU? GoT milyonlarca insan tarafından izlendi, milyonlarca dolar para getirdi. Hani o kamera karşısındaki öyle replik okuyan zıplayan insan sadece bölüm başına diyorum milyonlarca lira kazandı.
Çok şaşırtıcı değil mi? Aslında herşey yapay değil mi burada? Üreten ülkeye tüketen ülkelerden para aktı. Çok basit ve normal bir durum.
Herşey iki beyinin bir şeyler yazması ve bir avuç başka beyinlerin zaman harcaması ile bir ürün ortaya koymaları sonucu, onun tüketenlerin çıkması ile oluştu. Evet söylemesi bu kadar kolay olan şeyin gerçekleştirmesi zor biliyorum. Ama unutmayalım ki kolay olsaydı zaten herkes yapardı.
ZAMAN aynı ZAMAN çünkü.
İnsanlarda kalifikasyonları saymazsak (ki o da zamansal birikimlerden gelen bir şey atla deve değil, bir insanı alır 3-4 yıl eğitirsen ulaşabilirsin) aynı İNSAN. beyin aynı beyin!
Peki sonuç olarak NOLDU? GoT milyonlarca insan tarafından izlendi, milyonlarca dolar para getirdi. Hani o kamera karşısındaki öyle replik okuyan zıplayan insan sadece bölüm başına diyorum milyonlarca lira kazandı.
Çok şaşırtıcı değil mi? Aslında herşey yapay değil mi burada? Üreten ülkeye tüketen ülkelerden para aktı. Çok basit ve normal bir durum.
Herşey iki beyinin bir şeyler yazması ve bir avuç başka beyinlerin zaman harcaması ile bir ürün ortaya koymaları sonucu, onun tüketenlerin çıkması ile oluştu. Evet söylemesi bu kadar kolay olan şeyin gerçekleştirmesi zor biliyorum. Ama unutmayalım ki kolay olsaydı zaten herkes yapardı.
Hepimiz kıymetlimiz olan zamanımızı tükettik bu dizi ile. Zamanımızı ayırdık izledik. Ne kazandık? Eğlence? Motivasyon artışı mı?
Peki ya ben ne üretiyorum, hep tüketecek halim yok ya...
Peki siz üreten miydiniz? Tüketen mi?
Ben mesela tükettim. Zamanımı ayırdım izledim, ne kazandım. Eğlence mi, eğlence hayattaki motivasyonu mu artırdı mı?
peki ben ne ürettim?
Onlar benim ürettiğim neyi tüketti?
Sorular da sorular... velhasıl üreten kültür olmamız gerek bir an önce ona dair de yazılar yazmalıyım burada daha çok...
Zaman çok önemli, çok iyi planlanmalı... İnsanları üretime teşvik eden üretim için onları organize eden bir yapı kurulmalı, bu yapı ötesinde insanlara vizyon aşılayacak orta liderler (Elitler, Arifler, Seçkinler) çıkartılmalı !!!
Bir de sürdürülebilirlik de saglandi mi, gercekten istenilen seviyeye gelinmesi olasidir. TR en büyük bundan sorun yaşar. Neyse o da başka bir yazı konusu Bu bir serinin ilk yazısı olsun başına...
Peki siz üreten miydiniz? Tüketen mi?
Ben mesela tükettim. Zamanımı ayırdım izledim, ne kazandım. Eğlence mi, eğlence hayattaki motivasyonu mu artırdı mı?
peki ben ne ürettim?
Onlar benim ürettiğim neyi tüketti?
Sorular da sorular... velhasıl üreten kültür olmamız gerek bir an önce ona dair de yazılar yazmalıyım burada daha çok...
Zaman çok önemli, çok iyi planlanmalı... İnsanları üretime teşvik eden üretim için onları organize eden bir yapı kurulmalı, bu yapı ötesinde insanlara vizyon aşılayacak orta liderler (Elitler, Arifler, Seçkinler) çıkartılmalı !!!
Bir de sürdürülebilirlik de saglandi mi, gercekten istenilen seviyeye gelinmesi olasidir. TR en büyük bundan sorun yaşar. Neyse o da başka bir yazı konusu Bu bir serinin ilk yazısı olsun başına...
Üretim ve Tüketim üzerine
Reviewed by CI
on
June 10, 2019
Rating:
