Bir Çöp Kutusu
Yaklaşık 1 ay kadar önce bizim ofisin bahçesindeki çöp kutusunu değiştirdiler. Sigara içiyorsanız haliyle izmariti çöp kutusuna bırakırsınız dolayısıyla günde içme sıklığınıza göre çöp kutusuna bakarsınız her seferinde. Bu da sizde bir resimsel girdi olarak hafızanıza işlenir.
Bernard Shaw'un bir sözü vardı yıllar önce okuduğum, sözü bulmaya çalıştım fakat bulamadım. Söz kısaca diyordu ki, içinde bulunduğunuz çevre ne kadar düzensiz vs. ise düşünceleriniz de o kadar dağınık olma eğilimindedir diyordu.
Buna en güzel örnek, Avrupa'dan Türkiye'ye geçen gurbetçiler/tırcılar gösterilebilir. Orada düzene uyarlarken Türkiye'ye geldiklerinde aynı duyarlılığı göremezsiniz ne yazık ki. Çünkü çevre değişmiştir.
Çöp kutusuna geri dönecek olursak; eski çöp kutusu kirli, boyası dökülmüş, pasların gözüktüğü tasarımsal olarak pek de güzel olmayan standart bir çöp kutusu idi. Yenisi ise gri renkli boyanmış tasarımsal olarak dikdörtgen bir prizma içerisinde üst kısmında bir silindir(izmaritlerin atıldığı), alt kısmında ise bir küp (normal çöplerin atıldığı) içeren gayet modern bir çöp kutusu.
Peki bu fark ben de ne oluşturuyor? Aslında buradaki nokta tasarımsal farklılığın bendeki etkisi. bu bir nevi mimarlığın alanına da giriyor. Eski çöp kutusunun bulunduğu ortamdaki ben ile yeni çöp kutusunu gören ben arasında fark mevcut. Bu küçük bir fark da olabilir. Bu tıpkı aynı işlemleri yapan telefonlarımızda Apple ve Samsung seçmeye veya oturmak için bir mekan seçmeye de benziyor. bilinçli bir farktan öte bir şey aslında. Devamı belki bir dost sohbetinde (konuyu uzatmama derine dalmama insanları sıkmama adına bu dost sohbeti kavramını kullanıyorum yazılarımda) anlatılabilir.
Aslında bu noktaya makro boyutta baktığımızda İngilizler bunu daha çok farketmişlerdir. Örnek olarak Sydney'e ilk vardıklarında Queen Victoria Building (QVB) gibi muazzam binalar inşa etmişler ve oradaki yerlileri kendilerine hayran bırakmış hem de kültürlerinin ne kadar yüce olduğu imajı vermişlerdir. Bu ister istemez bir üstünlük göstergesi olmuş ve aslında askerlere gerek kalmadan zihinlerde savaş kazanmışlardır. Keza Hindistan da bir örnektir.
Buraya bu yazıyı neden giriyorum, kısaca etrafımızda gördüğümüz küçük objelerin hepsinin bizde bir etkisi olduğuna ve bunların önemle incelenmesi gerekliliğine vurgu yapmak amacı ile. Siz de kendi çevreleriniz de fark yaratmanız amacı ile, bir saksıyı güzel bir çiçeği masanıza koyarak da yapabilirsiniz.
İyi düşünmeler,
Bernard Shaw'un bir sözü vardı yıllar önce okuduğum, sözü bulmaya çalıştım fakat bulamadım. Söz kısaca diyordu ki, içinde bulunduğunuz çevre ne kadar düzensiz vs. ise düşünceleriniz de o kadar dağınık olma eğilimindedir diyordu.
Buna en güzel örnek, Avrupa'dan Türkiye'ye geçen gurbetçiler/tırcılar gösterilebilir. Orada düzene uyarlarken Türkiye'ye geldiklerinde aynı duyarlılığı göremezsiniz ne yazık ki. Çünkü çevre değişmiştir.
Çöp kutusuna geri dönecek olursak; eski çöp kutusu kirli, boyası dökülmüş, pasların gözüktüğü tasarımsal olarak pek de güzel olmayan standart bir çöp kutusu idi. Yenisi ise gri renkli boyanmış tasarımsal olarak dikdörtgen bir prizma içerisinde üst kısmında bir silindir(izmaritlerin atıldığı), alt kısmında ise bir küp (normal çöplerin atıldığı) içeren gayet modern bir çöp kutusu.
Peki bu fark ben de ne oluşturuyor? Aslında buradaki nokta tasarımsal farklılığın bendeki etkisi. bu bir nevi mimarlığın alanına da giriyor. Eski çöp kutusunun bulunduğu ortamdaki ben ile yeni çöp kutusunu gören ben arasında fark mevcut. Bu küçük bir fark da olabilir. Bu tıpkı aynı işlemleri yapan telefonlarımızda Apple ve Samsung seçmeye veya oturmak için bir mekan seçmeye de benziyor. bilinçli bir farktan öte bir şey aslında. Devamı belki bir dost sohbetinde (konuyu uzatmama derine dalmama insanları sıkmama adına bu dost sohbeti kavramını kullanıyorum yazılarımda) anlatılabilir.
Aslında bu noktaya makro boyutta baktığımızda İngilizler bunu daha çok farketmişlerdir. Örnek olarak Sydney'e ilk vardıklarında Queen Victoria Building (QVB) gibi muazzam binalar inşa etmişler ve oradaki yerlileri kendilerine hayran bırakmış hem de kültürlerinin ne kadar yüce olduğu imajı vermişlerdir. Bu ister istemez bir üstünlük göstergesi olmuş ve aslında askerlere gerek kalmadan zihinlerde savaş kazanmışlardır. Keza Hindistan da bir örnektir.
Buraya bu yazıyı neden giriyorum, kısaca etrafımızda gördüğümüz küçük objelerin hepsinin bizde bir etkisi olduğuna ve bunların önemle incelenmesi gerekliliğine vurgu yapmak amacı ile. Siz de kendi çevreleriniz de fark yaratmanız amacı ile, bir saksıyı güzel bir çiçeği masanıza koyarak da yapabilirsiniz.
İyi düşünmeler,
Bir Çöp Kutusu
Reviewed by CI
on
May 26, 2019
Rating:
